Arnavutköy'de yoğun bir gürültü... Cuma akşamı diye herkes kendini sokaklara atmış. Sahilde arabasıyla hava atanlar, kornaya basanlar, egzozunu patlatanlar, balıkçılar... Göz alabildiğine bir kalabalık...

Ama bizim umrumuzda değil dünya.

Kendimizi Mira'nın 'Çilingir Sofrası'nda bulmuşuz.

Günbatımının kızıllığı ve dalgaların sesi eşliğinde mezelerden ve söğüş tabağından başlıyoruz akşamı yaşamaya.

Tüm mezeler ayrı ayrı güzel. Beğenmediklerim 'Zeytinyağlı yaprak sarma' ve 'Közlenmiş patlıcan-biber salatası'. Yaprak sarmasının içine kuşüzümü konulunca yemeğin lezzetini alıyor gibi geliyor bana. Közlenmiş patlıcan-biber salatası ise tuzsuz. Bir yemeğe sonradan atılan tuz ile yemek pişirilirken konulan tuz aynı olmuyor maalesef.

Mezelerden 'Deniz Börülcesi'ni ve 'Köpoğlu'nu tavsiye ederim. Kendine has tat ve kokusu ile mutfakların vazgeçilmez lezzeti haline gelen sarımsak 'Deniz börülcesi'ne de çok yakışmış.

Bilmeyenler için: Köpoğlu, patlıcanların küp küp doğrandıktan sonra üzerine sarımsaklı yoğurt ve domates sosunun döküldüğü Ege mezesi. Özellikle Yaz akşamları köpoğlu mezesinin lezzeti daha bi güzel gelir bana. 

Gelelim ara sıcaklara. Balığın yanında mücver mi yenirmiş demeyin, üzülürsünüz.  Ancak soğan ve sübyeden oluşan Sübye güveci bana göre tatsızdı. (Sübye, kalamar ve ahtapotla aynı familyadan deniz ürünüdür. Kalamardan daha serttir.) Damağımda özel bir tat bırakmadı. 

Bu kadar yemekten sonra sıra ana yemeğe geldiğinde aslında çoktan doymuştuk ama gözümüz doymamıştı.  E bi de fiks menüde olduğu için yemeğe devam ettik.  Menüde ana yemek 'Izgara Levrek' diyor ama ben Çipura'yı tercih ettim. Balığı kuruydu. Levreği daha lezzetli imiş. (arkadaşlarımın tavsiyesi)

Tatlı olarak revani ve meyva geldi. Maalesef revani çok şerbetli idi, beğenmedim. Meyvalar ise tazeydi.

Yemekler haricinde, mekanı değerlendirirsek eğer, ambiansına laf yok. 3 katlı ve bahçe terası olan Mira Restaurant, size köprü ve Boğaz manzarasında yemek sunuyor.

Masanın üzerindeki mumlar, terası çevreleyen tahta çitlerin üzerindeki lambalar ve mekan girişindeki sokak lambası... Anlayacağınız yemeğinizi sadece küçük lambalar ve mumlarla aydınlatılmış bir ortamda yiyorsunuz. Gözünüzü yoracak kadar aydınlık değil ama ne yediğinizi göreceğiniz kadar da ışık var.

Garsonlar inanılmaz derecede ilgili. Yeni açılan bir mekan olması sebebiyle mi bilemiyorum ama müşteri memnuniyetini ön planda tutuyorlar.

Mira Restaurant'ı denemek isteyenlere tavsiyem, kalabalık bir grupla gitmeyecekseniz bizim gibi fiks menü gitmenize gerek yok. Sadece yiyebileceğiniz kadar sipariş etseniz olur.

Ufak bi ayrıntı; biz dışarıya oturmuş bulunduk ama saat 22'dan sonra mekanın iç kısmında canlı fasıl ekibi çalıyor.

 

Mira'nın Çilingir Sofrası (adambaşı 60 TL)

Söğüş tabağı; Lor dolgulu kırmızıbiber, çeri domates, Çengelköy badem, jalopeno biberi, turp, yeşil zeytin, siyah zeytin ve çubuk turşusu,

Soğuk mezeler; Fasulye pilaki, Közlenmiş patlıcan-biber salatası, Köpoğlu, Deniz börülcesi, Zeytinyağlı yaprak sarma, Kuru cacık, Yoğurtlu semizotu salatası, Kuru domates salatası, Çiğ balık, Ahtapot salatası, Zeytinyağlı enginar, Humus ve Fava,

Ara sıcak; Sübye güveç, Mücver ve Sosyete mantısı

Ana yemek; Izgara Levrek

Tatlı tabağı; Ayva tatlısı ve Revani

*Fiks menüsüne 2 içecek, çay/kahve ikramı dahil.

YORUMLAR YORUM YAP

Ellerine sağlık, çok güzel bir yazı olmuş :) Yeni etkinliklerde görüşmek üzere, sevgiler
Hilal

Hilal 31.10.2013
CEVAPLA

Fiatlardan da bahseyseydiniz biraz ,mümkünse.

celal 26.10.2013
CEVAPLA

Celal Bey, blogger etkinliği olduğu için fiyatlar konusunda yorum yapamıyorum. Ama en kısa zamanda tekrar gitmeyi planlıyorum. O zaman fiyatları da paylaşıyor olacağım. :)

dilekita 30.10.2013

Harikulade bir yorum. Hemen gidip yemek istiyorum o güzel yemekleri. Menü ayrıntılarını da eklemeniz çok iyi olmuş. Teşekkürler dilekita.

yimek 19.08.2011
CEVAPLA