Blogger platformu olan Bumerang Network'ün Mira Balık'taki etkinliğine davet alınca zamanda yolculuk yaşadım. 2011 yılında gidip keşfettiğim ve memnun kaldığım Mira Balık'a iki yıl sonra tekrar gidiyor olmak beni heyecanlandırdı. Kafamda yığınla soru. Acaba yıllar mekana yaradı mı? Şarap gibi yıllandı mı yoksa eski tadını kaybetti mi?

Bu etkinlik sadece mekan tanıtımı için yapılmıyor. Bu etkinliğin amacı çok: hem bloggerları kaynaştırmak hem de mekan sahiplerinden mekan ve işletmecilik üzerine yararlı bilgiler edinmek. Tabii, lezzetli yemeklerden tatmayı da unutmamak lazım. 

Kısa bir tanışma ve kaynaşma faslından sonra mekanın sahibi üç kardeş samimi bir şekilde kendi hayatlarını ve mekanın hikayesini anlatmaya başladılar. Mira Balık bir aile işletmesi. Üç kardeş -Tabita, Yakup ve Habil Özden- bambaşka hayatlar yaşarken ayrı ayrı kurdukları şirketleri kapatıp tek bir şirket üzerinde yoğunlaşmaya karar verirler. Kuracakları şirket elbette ki bir restoran olacaktır. Çünkü üçü de yeme-içmeye aşkla bağlılar. Annelerinden gelen bir mutfak kültürleri var. Kalabalık sofralarda büyümüşler. Yurtiçi ve yurtdışında yemek tadımlıklarına giden, yemekten bahsetmekten zevk alan insanlar var karşımızda. Geçmişi anlatırken bile heyecanlılar. Sanki Mira Balık'ı dün kurmuşlar gibi. Mekanı çocukları gibi gördükleri kesin.

Mira Restaurant

Mira isminin iki anlamı var. İlk anlamı Özden kardeşler için daha uygun: aile, topluluk. İkinci anlamı ise kuyruklu yıldız. 

Doğayla iç içe, ruhu olan bir mekan aramışlar hep. Amaçları ortak: keyifli butik bir restoran işletmek, fabrikasyon ve enerjisi olmayan bir mekana dönüşmemek. Mira Balık eskiden bir ev iken onların sayesinde 6 ayda bir balık restoranına dönüşmüş. Tabii 3 kardeş bu süreçte mutfak ve mekan işletme eğitimlerini almışlar. 

Müşteri odaklılar. Günde iki kez sabah-akşam toplantı yaptıklarını önemle belirtiyorlar. Eleştirilere daima açıklar. Gelen her eleştiriyi dikkatle dinliyorlar. Her şeyi irdeleyip tartışıp kararlar alıyorlar.

Menüleri Ege mutfağından. Çünkü Ege yöresinin yemeklerine bayılıyorlar. Mekanlarında başka bir mutfak düşünememişler. Mira Balık'ı kurduklarında menülerinin kalabalık olduğunu ve zamanla kendi ve misafirlerinin fikirlerine göre şekillendiğinden bahsediyorlar. Yurtdışında gördüklerini buraya gelip mutfakta Türk kültürüne göre yorumlamayı tercih ediyorlar. Kopyalamaktan yana değiller. Doğru bir şey yapıyorlar, çünkü biz Türkler yeni tatları keşfetmeyi sevdiğimizi söylesek de aslında kendi kültürümüzden vazgeçemeyiz. Mesela ben. 

Mezeler klasikleşmiş tatlar ama bazıları mevsimsel. Meze seçimlerinde Kayra firması ile beraber çalışmışlar.Sektörde önemli bir yere sahip bu firmayla beraber meze listesini şekillendirmişler.

Bu konuşmalar olurken soframıza mezeler konmaya başlamıştı bile. Hepsi iştah kabartıcı. Tabita Hanım önemle belirtiyor, "Zeytin ve zeytinyağı Ayvalık'tan, otlar Ege'den." 

İtiraf edeyim, mezeleri tadarken ister istemez hep eski halleriyle kıyasladım. 2011 yılındaki mezeleri beğenmiştim ama yaprak sarmasını fazla kuş üzümlü bulmuştum. Sarmanın tadını tuhaflaştırıyor bence. Bu sefer ise kuş üzüm tadını almadım. Ermeni Sarması hafif ekşi, limonlu tadıyla gönlümde taht kurdu diyebilirim. Her mekanın Levrek Marine'sini sevmem ama Mira Balık'ınkisi tam istediğim gibiydi. Süzme yoğurtlu semizotu salatası, Lakerda, Ahtapot Salatası, Acılı Girit Ezme, Patlıcan ezme ve Lahana Sarma masamızdaki diğer lezzetli mezelerdi. Mira Balık Lakerdayı hazır almak yerine kendisi hazırlamayı tercih ediyor. Lakerdanın 3-4 haftalık bir hazırlık süreci var.  Acılı Girit Ezmesi'ni acı sevenlere tavsiye ediyorum. Ahtapot ve sübye Bodrum'dan geliyor. Sadece şarapta haşlanıyor. Ahtapot mezeleri ve ara sıcakları Mira Balık'ın medar-ı iftiharları. Ahtapot mezeleri bizim imzamız diyecek kadar iddialılar.  

Mira Restaurant     Mira Restaurant

Ortaya gelen salatanın ismi mekanın ismini taşıyor: Mira Salatası. Rokalı, nar ekşili ve tulum peynirli bir salata.Sosu ise özel. Çok beğendim.  Hafif bir tadı var. Hiçbir katkı maddesi koymadan, günlük tedarik ettikleri malzemelerle sosları kendileri hazırlıyorlar.

Mira Restaurant

Ara sıcaklardan Levrek Pazı Sarması, Balık Çöpşiş ve Yunan Usulü Izgara Kalamar'ı tattık. İçlerinden sarma favorim oldu. Mutlaka tavsiye ediyorum. Balık Çöpşiş değişik ve güzel bir tat olmuş. Ancak Yunan usulü Izgara Kalamar yerine tavada kalamar tercih ettiğimi söylemeliyim. 

Mira Restaurant

Mira Restaurant     Mira Restaurant

Tatlılarını unutmamak gerek, çünkü onlar da Mira mutfağında hazırlanan ev yapımı tatlılar.

Mira Restaurant

Mekanın manzarası dört dörtlük.

Mira Restaurant

Mira Restaurant     Mira Restaurant

Mira Restaurant

Mekanın iç dekorasyonu en az terasınki kadar şık. Bar içkilerle dolup taşıyorken yukarılara konmuş bir karikatür dikkatimi çekti. Paylaşmadan edemeyeceğim. Her kim çizdiyse çok başarılı.

Mira Restaurant     Mira Restaurant

Mira Restaurant     Mira Restaurant

Mira Restaurant

7 gün açık olan Mira Balık gece 12'e kadar açık. Kahvaltı severler, Mira Balık'a Pazar günü serpme kahvaltı için gidebilirsiniz. Saat 9-14 arası kahvaltı saati. 

2011 yazımı tekrar okuyunca fark ettim ki, Mira Balık lezzetine lezzet katarken müşteri memnuniyetine verdiği önemden vazgeçmemiş. Arnavutköy'de Boğaz'a nazır çilingir sofrası için mekan arayanlara önerim Mira Balık'ın terasıdır. 

Etkinlik için başta Bumerang yetkilileri, Hilal Meriç ve Ahmet Erten'e ve Mira Balık'ın sahibi 3 kardeş Tabita, Yakup ve Habil Özden'e çok teşekkürler. Sayelerinde çok lezzetli bir gün geçirdik. 

YORUMLAR YORUM YAP

Ellerine sağlık, çok güzel bir yazı olmuş :) Yeni etkinliklerde görüşmek üzere, sevgiler
Hilal

Hilal 31.10.2013
CEVAPLA

Fiatlardan da bahseyseydiniz biraz ,mümkünse.

celal 26.10.2013
CEVAPLA

Celal Bey, blogger etkinliği olduğu için fiyatlar konusunda yorum yapamıyorum. Ama en kısa zamanda tekrar gitmeyi planlıyorum. O zaman fiyatları da paylaşıyor olacağım. :)

dilekita 30.10.2013

Harikulade bir yorum. Hemen gidip yemek istiyorum o güzel yemekleri. Menü ayrıntılarını da eklemeniz çok iyi olmuş. Teşekkürler dilekita.

yimek 19.08.2011
CEVAPLA