Venge

Çok sevdiğim mekanların Ramazan ayında performanslarının düştüğünü görmek inanın beni kahrediyor. Keşke bu mekan yazısına daha olumlu bir cümleyle başlayabilseydim. Ancak ne yazık ki kısmet değilmiş.

Özellikle belirteyim, yargısız infaz yapmamaya özen gösterdim bu yazımı yazarken. Çünkü Venge'yi çok severim, yemeklerine hayranım. Yaprak dönerini ağzıma atınca akan sular durur benim için. Gel gör ki, aynı kaliteyi iftarında bulamadım.

Venge, 4. Levent semtinde tam köşede yer alan 2 katlı şirin bir villada hizmet veriyor. Hem iç mekanı var hem de bahçesi. Bahçe ne çok geniş ne çok küçük. Özellikle yaz akşamlarında bahçesinde oturup kebap yerken dostlarla sohbet etmek çok zevklidir.

Yemeklere geçmeden evvel, yapılan ilk hatayı söyleyeyim. İftar için herkesi bahçeye oturtmuşlar. Zaten kimsenin bu güzel havada içeri oturmak istemediğine eminim. Ancak kapasiteyi aşmışlar. Tıklım tıkış. Karşımdaki yanımdakinden daha uzaktı bana öyle diyeyim. Garsonlar masa aralarından zar zor geçiyorlar. Yoğun bir uğultu. Sebebi de yağmur yağabilir diye açılır-kapanır tavanı kapatmaları. Masa aralarında koşturan çocukların bağrışmaları, konuşmalar, gülüşmeler, kahkahalar alçak tavan sebebiyle yankıya sebep oluyor. Üstüne üstlük, masamız 2 kişi için yeterli büyüklükte olmasına rağmen tabaklar büyük olduğu için hiçbir şeye yer kalmıyor. Örneğin, içeceklerimiz gelince nereye koyacağımızı bilemedik.

Neyse ki, yerimizin değişmesini rica ettiğimde beni kırmayıp balkona en yakın ama içeride olan bir masayı bize hazırladılar. En nihayet orada gürültü bakımından huzura kavuşabildim. Bu arada öğrendim ki, gittiğimiz Cumartesi akşamı aslında diğer akşamlara göre daha boş bir akşammış. Bir iki gün önce içerisi de dahil her yer doluydu dediler. 

İftar sofrasında bizi hazır bekleyen MEZELER ve İFTARİYE TABAĞI mükemmel. Lezzet açısından hiçbir kusurları yok. Özellikle patlıcan ezmesine bayıldım. Bu tadı her restoranda bulamıyorum. Kahvaltılıklar çok taze.

	

Mercimek çorbası küçük çorbalık kasesinde geliyor. Hani iki elinde tutup kaşıksız içilenlerden. En beğendiğim detaylardan biri. Çorbayla karnınızı doyurmuyorsunuz ama iftara güzel bir başlangıç yapmış oluyorsunuz.

Çorbayı içip tam iftariyeliklerin, mezelerin tadını çıkaracakken, hop diye ARA SICAKLAR geldi. Biraz hızlı bir geçiş olmuş olsa da, lezzetli bir geçiş olduğu kesin.  Sıcak servis edilen Fındık Lahmacun, Ispanaklı Tepsi Böreği ve Mini Dürüm çok başarılıydı. Böreğin yufkası yumuşaktı. Tam sevdiğim gibi. 

Yine hızlı bir geçiş yapılarak ANA YEMEK safhasına geçtik. Venge'de iftar zamanı ana yemekler maşayla tabaklara servis ediliyor. İftar haricinde böyle bir uygulaması yok. Her şeyden azar azar tabağınıza geliyor. Güzel fikir ancak sıcaklığı korunabilseydi daha iyi olurdu. Sıra size gelinceye kadar zaten o etler soğuyor. Etlerin hepsi çok lezzetli ama alışkın olduğum gibi sıcak değil. 

Ana yemekten sonra neyse ki bir ara verildi tatlılardan önce. Çay içerek midemi bir nebze de olsa rahatlatmaya çalıştım. 

TATLILAR sınıfta kaldı benim için. Ne Kemalpaşa tatlısı, ne Dondurmalı İrmik Helvası, ne de Güllaç lezzetliydi. İrmik Helvası'nda helva fazlaydı. Ağızda hafif bir tat bırakması gerekirken, helva hamur kıvamındaydı. Kemalpaşa Tatlısı'nın şerbetinde aşırıya kaçılmış. Güllacı zaten zor beğenirim. Venge'deki de lezzetli değildi. Açıkçası bu başarısızlığı Venge'ye yakıştıramadım.

Hizmet kusursuz. Servis kalabalık olmasına rağmen hızlı. Servis elemanları son derece ilgili ve güleryüzlü.

Bu mekan yazısı maalesef hiç içime sinmedi. Çünkü gerçek Venge'nin bu olmadığını biliyorum. Ramazan biter bitmez, Venge'ye gidip ikinci bir yazı daha yazacağım.

Kredikartı geçerli

Kendine özel bir otopark alanı yok, ama sokak üstünde boş yer bulursanız bırakabilirsiniz.

Vale