Mama Shelter İstanbul

"Brunch" İngilizce'den Türkçe'ye geçen bir kelime. İngilizce'de kahvaltı anlamına gelen "breakfast" ve öğle yemeği anlamına gelen "lunch" kelimelerinin birleşiminden oluşmuş. Kahvaltı ve öğle yemeği öğünlerinin birleştirilip geç saatlerde yemek yenmesine deniyor. Pazar günleri öğlen 3'e kadar bile sürebiliyor. Bizdeki karşılığı "Geç Kahvaltı" diyebiliriz.

19. yy'ın sonlarına doğru, İngiltere'de kahvaltının açık büfe şeklinde sunulmasıyla ortaya çıkan brunch, 1930'lu yıllarda Amerika'da popülerleşmiş. İstanbul da bu akıma kayıtsız kalmamış ve brunch konseptini benimsemiş. Özellikle Pazar günleri çoğu mekanın açık büfe brunch hizmeti var. Ancak, bir nokta var ki, zaman zaman hem mekan sahipleri hem de müşteriler unutma gafletine düşüyor. Açık büfede sunulan yemeklerin taze ve kaliteli olması mutlaka şart! Aksi takdirde, hem kahvaltı zevkiniz hem de gününüz mahvolur. Bu sebeptendir ki, serpme kahvaltıyı açık büfe kahvaltıya tercih ederim. Ama Mama Shelter'ın caz brunch konseptini görünce, fikrim biraz değişmiş olabilir.

11 Ocak Pazar günü ilk defa gerçekleşen Mama's Swing Brunch için saat 10:30'da Mama Shelter'ın kapısındaydım. Hüseyinağa Camii'sinin yan sokağında yer alan Mama Shelter'ın bulunduğu tarihi binaya bayıldım. Tarih kokan binalar her daim hoşuma gitmiştir.

Şimdi biraz genel bilgi vereyim.. Mama Shelter, aslında bir Fransız otel zinciri. Zincirin ilk uluslararası halkası İstanbul'da 2013 yılının Mart ayında açılmış. İstanbul'un turizm ve özellikle de yeme-içme sektöründe ciddi adımlar attığını görmek gurur verici.

Mama Shelter Istanbul, hareketli İstiklal Caddesi üzerinde yer alan, modern dizayn edilmiş şık odalara sahip bir otel.  Odalar konseptlere göre ayrı ayrı tasarlanmış. Kiminde geniş bir balkon var, kiminde odalar büyük.

Otelin ve içinde yer alan restoranın cıvıl cıvıl dizaynının arkasındaki isim Philippe STARCK. Mama Shelter Restaurant'ın DEKORASYONu çok ilgi çekici. Yemek ve eğlence bir arada. Rahatlık ön planda tutulmuş. Adı gibi, anne evi havası verilmiş mekana. Tabii, mekan geniş bir alana yayıldığı için Starck fikirlerini başarıyla ortaya koymuş diye düşünüyorum. 280 kişilik kapasitesi var. Rahat koltuklarında oturabilir, bar taburelerinde içkinizi yudumlayabilir veya şirin döşenmiş bahçesinde açık hava keyfini çıkarabilirsiniz. Buraya kadar hemen hemen her mekanda bulunabilecek özellikler. Ya bulunması zor olanlar? Langırt masası mesela. Instagram'da Mama Shelter'a gidip de langırt masasının etrafında dizilip poz vermeyenleri dövüyorlar.

Tavanı bir hayli ilgi çekici.

Mekanın terası da ayrı bir şirin. Sigara içilebilir.

Açık büfe için ayrı ayrı bölümler oluşturulmuş. Barın bir kenarı TATLILAR, bir kenarı MEZELER, bir kenarı ise KAHVALTILIKLAR için ayrılmış. MEYVELER, ŞEKERLEMELER, SICAKLAR ve EKMEKLER diğer iştah kabartıcı bölümler. Çay/kahve gibi SICAK İÇECEKLER ve taze sıkılmış portakal suyu gibi SOĞUK İÇECEKLER mutfağın önündeki tezgahtan alınıyor. Sunulan yemekler taze ve lezzetli. Tabii, hemen birkaç ufak eleştirim olacak. Peynir bölümü bana az geldi. Daha fazla kahvaltılık seçeneğinin olmasını isterdim.

1920'li konsepte sahip bu caz brunch'ta olay sadece açık büfede sınırsız yemek yemek değil. Canlı Swing müziği dinleyip, dans edenleri izleyebilir ve hatta siz de dans edebilirsiniz.

Brunch saat 10:30'da başlayıp 15:00'e kadar devam ediyor.

Fotoğrafları görünce kıskanıp, kaçırdım diye ah vah ediyorsanız, etmeyin. Çünkü 8 ve 22 Şubat tarihlerinde Mama's Swing Brunch var! 

Brunch haricinde, mekanın öğle ve akşam yemeği menüleri bu link'te. Mama Shelter'ı tercih edenler çoğunlukla beyaz yakalı. İşin stresini atabilecekleri eğlenceli mekan arayışı Mama Shelter'da son buluyor. Tabii bir de kutlama mekanı arayan büyük grupları unutmamak lazım.

Caz brunch'ından son derece zevk aldığım Mama Shelter'ı tekrar ziyaret edeceğim kesin!