Her genç kızın rüyasıdır Çırağan Sarayı'nda dillere destan bir düğün yapmak. Benim düşlerimi ise Çırağan Sarayı'nda lezzetli yemekler süsler. 5-6 yıl önce Gazebo'da (Çırağan Sarayı'nın bir başka yeme-içme mekanı) yediğim brownie'nin tadını unutamamışken hiç fırsatını bulup Laledan ve Tuğra restoranlarına gidemedim. Ta ki, e-posta hesabıma Çırağan Sarayı Kempinski'nin Pazarlama Müdürü Lara Hanım'ın davet maili düşünceye kadar.
Davetin 5-12 Kasım tarihleri arasındaki Norveç Deniz Ürünleri Tanıtım Haftası'na denk gelmesi de şans. Bu sayede hem Laledan'ın menüsünü hem de Norveçli şef ve Türk şefin ortak hazırladıkları özel menüyü inceleme fırsatını buldum. Bu menüleri anlatmaya başlamadan önce Çırağan Sarayı'nın ihtişamından söze giriş yapayım.
Büyük duvarların arkasına saklanmış gizli bir mücevher gibi Çırağan Sarayı. Dışarıdan çok belli olmasa da ışıl ışıl parlayan, Boğaz'ın incisi. Büyük ana kapıdan giriş yaptığımızda ihtişamını izlemekten yorgun düştüm. Gece ışıklandırması çok başarılı. Hayran kalmamak çok güç.
İçeriye adımımı attığım andan itibaren bambaşka bir dünyanın içine girmiş gibi oldum. Yüksek tavanlar, büyük avizeler... Giriş katında bulunan Laledan Restaurant lobiden birkaç adım ötede. Girişi en az sarayınki kadar heybetli. Geniş bir alana yayıldığı için masalar da haliyle büyük. Kolon süslemelerindeki çiniler göz alıcı.
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
|
Restoranın iç mekanı haricinde dış mekanı da mevcut. Güzel havalarda buraya gelinmeli, anlaşıldı.
Laledan tadım etkinliğinde benim haricimde 2 blogger daha vardı. Tesadüf ki, bu blogger arkadaşlarla bir önceki etkinliğim Mira Balık'ta tanışmıştık. Kısa bir sohbet sonrası sipariş verme zamanı geldi. Laledan Restaurant müşterilerine Dünya mutfağından seçmeler sunuyor. Menü 2 sayfadan oluşuyor ama her bir yemeği çok lezzetli gözüküyor. Laledan'ın Türk şefi hiç aklıma gelmeyen malzeme kombinasyonları yapmış ve ortaya yepyeni lezzetler çıkarmış. Norveç menüsü ise deniz ürünleri ağırlıklı. Zaten menüde kullanılan balık sembolü her şeyi özetlemiş.
Yemeğimize başlamadan evvel, her kişinin yanına lale motifli ıslak el havlusu kondu. El yıkamayı unutanlar veya üşenenler için iyi düşünülmüş.
Sipariş vermeden evvel masamıza el yapımı fesleğenli ekmekler ve dip sos tabağı geldi. Ekmek örtüsünün üzerinde ekmeğin içinde olanlar ingilizce yazılmış. Yoğurt ağırlıklı dip sosun içerisinde Ege sebzeleri ve kurutulmuş domates var. Çok az sarımsak ve dövülmüş ceviz ile sos zenginleştirilmiş. Üzerine zeytinyağı gezdirilmiş bu sos muhteşem. Özellikle yumuşacık ekmekle çok iyi bir ikili.
![]() |
|
![]() |
|
![]() |
|
Başlangıç olarak özel Norveç Menüsü'nden Füme Somon Salatası ve Laledan'ın kendi menüsünden Mantar Çorbası'nı tattım. Füme somonu çok severim. Norveç'ten gelen füme somonları tatmasam olmazdı. Özellikle Türkiye'de yapılan Füme Somon Salata'larıyla mukayese etmek istedim. Sonuç: Bu somonlar çok başka! Bugüne kadar yediklerimin hepsini unuttum. İthal alınan somonlar, uzun süre dayanması için tuza basılır. Ve o tuzlar iyi arınmazsa somon salatanın tüm anlamını bozar. Oysa Laledan'daki somonlar son derece yalın ve tuzsuzdu. Masamızla ilgilenen Adnan Bey'e hangi başlangıcı önerdiğimizi sorduğumuzda müşterilerin favori başlangıcı olan Mantar Çorbası'nı önermişti. Onun önerisiyle bu leziz çorbayla tanıştım. Kendisine buradan bir kez daha teşekkür etmek isterim. İçtiğim en güzel çorbalardan biriydi. Mantar çorbası kesin ağır olur, içmesem mi ki diye şüphe ederken tattığım bu çorba mükemmeldi. Çavdar ekmeği içerisinde kremalı yaban mantar çorbasını mutlaka deneyin.
![]() |
![]() |
Ana yemek siparişinde epey bi kararsız kaldım. Midemi çok karıştırmak istemedim ama menüde gözüken her şeyi de canım çekti. Yine Adnan Bey'e danışarak kararımı verdim: Fırınlanmış Mezgit Balığı. Patates, maydanoz ve bezelye ile hazırlanan yemeği çok beğendim. Kullanılan yağ ve soya sirkesi balığa lezzet katmış. Tadına baktığım bir diğer ana yemek Dana Bonfile Filetosu. Biber içerisinde dinlendirilmiş dana bonfile bademli patates ve sotelenmiş ıspanak ile sunulmuş. Bademli patatesini o kadar beğendim ki, şeften tarifini vermesini isteyecektim! Et iyi pişmiş. Sevdiğim gibi.
![]() |
|
![]() |
![]() |
Fırınlanmış Mezgit Balığı | |
![]() |
|
Dana Bonfile Filetosu |
Tatmadığım iki yemeğin görselini daha paylaşmak istiyorum. Tadanlar çok lezzetli olduğunu belirttiler. İlki Balla glaze edilmiş Ördek Göğsü. Yanında patates graten ve fırınlanmış bademli brokoli ile servis ediliyor. İkinci yemek ise -menüdeki adıyla- Baharat kıtırlı kemikli Trakya Kuzu Sırtı. Yanında Hasselback patates ve mini ızgara patlıcan var. Hasselback patates İsveç mutfağından çıkma bir aperatiftir. Akordiyon gibi doğrandığı için "Akordiyon Patates" de denir. Dışı çıtır çıtır olsa da aslında içi yumuşacıktır. Türkiye'de çok fazla restoranda yapıldığını görmemiştim. Laledan'ın bu patatesi etin yanında garnitür olarak sunması hoşuma gitti.
![]() |
Ördek Göğsü |
![]() |
Kuzu Sırtı |
Yemeğin en güzel anı, tatlı zamanı. Tatlılar sarayın pastanesi Gazebo'dan geliyor. Masamız bir anda tatlılarla donatılınca gözüm döndü: bir tabak dolusu minik çikolata topçukları, bir tabak baklava çeşitleri, ödüllü pastası "Bosphoral" ve ev yapımı dondurma. Tatmaya başlarken ilk sıraya Çırağan Sarayı Kempinski Halkla İlişkiler Direktörü Çiler Hanım'ın favorisi olan Coco Waffle'ı koydum. Gofreti almışlar, yuvarlamışlar, leziz bir top çikolata haline getirmişler. Ağır bir tadı olmadığı için ideal atıştırmalık. Çikolataları yerken bir yandan da gözüm ev yapımı dondurmalarda. Erimeden yemek istiyorum. Limon, sütlü çikolata, fıstık ve mango toplarıyla dolu tabak rengarenk gözüküyor. Sıcak yaz gününde Laledan'a gelmeli mutlaka. Bahçesinde Boğaz'a nazır otururken dondurma yerim.
![]() |
|
![]() |
![]() |
Lezzetli Çikolata Topları | |
![]() |
|
Sıra Çırağan Sarayı Kempinski otelinin medar-ı iftiharı Bosphoral pastayı tatmaya geldi. Bu yıl tüm dünyadaki üst düzey Kempinski yöneticilerinin jüriliğini yaptığı bir yarışmada 1.liği kapmış bir pasta. 82 ülkenin katıldığı bir yarışma! Hem de kör tadımla! Yani tadanlar gözleri bağlı 1. seçmişler. Sırrını da öğrenmiş bulunuyorum. Çikolatanın Malatya kayısı ile aşkı var bu pastada. Malatya kayısıları Bergamot çayında bekletiliyor.
![]() |
![]() |
Baklavalar ev yapımı, Duran Usta'nın marifeti. Çok üzülerek belirtiyorum ki, baklavayı tadacak kadar yer kalmadı midemde. Sırf baklavalarını tatmak için tekrar gideceğim.
Yemek sonrası en keyifli şey çay/kahve içmektir. Benim için çay vazgeçilmezdir. Yemekten sonra mutlaka 2 bardak demli çay içmeliyim. Yoksa midem rahat etmez. İtiraf edeyim, bunca restoran gezdim gördüm; hiçbirinde Laledan'daki gibi dem ve sıcak suyu ayrı ayrı getirip yanımda ne kadar dem istediğimi sorup ona göre çay koymadılar. Kesinlikle çok takdir ettiğim bir servis. Laledan'ı diğer rakiplerinden ayıran eşsiz bir özellik. Türk kahvesinin yanında ceviz reçeli ikram ediliyor.
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
|
kahve yanında ikram edilen ceviz reçeli |
Mekanda müzik çalmıyor. Dikkat ettim, hiç müzik sesi duymadım. Hem artısı hem eksisi var. Müzik dost sohbetlerini zaman zaman bölebilir. Ancak bazen müzik susan bir masa için kurtarıcı olabilir.
Laledan'da kusursuz bir servis var. Boş kalan bardaklar anında dolduruluyor. Kimse bizi gerektiğinden daha hızlı yemeğe zorlamıyor. Yemeğin tadını çıkarmamıza izin veriliyor. Herkes son derece kibar ve ilgili. Sorduğumuz sorular anında cevaplanıyor. Cevap bilinmiyorsa, mutfağa soruluyor. Örneğin, zeytinyağlarının nereden geldiğini merak ettim. Egeli olarak kaliteli zeytinyağ kullanılmasını destekliyorum. Adnan Bey cevabı bilmediğini belirterek hemen mutfağa sorumu iletti. Mutfaktan gelen cevap beklediğim gibi; Cunda Adası/Ayvalık.
Çırağan Sarayı'nda bulunan mekanların muazzam bir manzarası olduğunu düşünüyorsunuzdur eminim. Evet, çok doğru. Gerçekten harika bir Boğaz manzarasına sahip. Gece karanlığı çökünce bile manzarası muhteşem. Deniz kenarında yer alan aydınlatılmış kapısı heybetli duruyor. (Bir dahaki sefere gündüz vakti gidip manzara fotoğrafları çekeceğim. )
![]() |
Etkinliğin bitiminde Çırağan Sarayı'ndan çıkıp evime giderken aklımda keyifli sohbetimiz ve tattığımız nefis yemeklerin lezzeti vardı. Bir de kendi kendime hayıflandım, keşke Çırağan Sarayı'nda çalışsam. Tüm gün yerdim.
***** TEŞEKKÜRLER MESAJI *****
Etkinliğe davet edip uzun saatler boyunca bizimle yakından ilgilenen Çırağan Sarayı Kempinski Halkla İlişkiler Direktörü Çiler İlhan'a, Pazarlama Müdürü Lara Otru'ya, Yeme-İçme Müdürü Erkan Bey'e, Yeme-İçme Müdür Yardımcısı Melike Aydın'a, Ajans Medya'dan Ayşegül Tuna'ya ve etkinlik boyunca her talebimizi yerine getiren, her sorumuzu cevaplayan masamızla ilgilenen Adnan Bey'e çok teşekkürler.
YORUMLAR YORUM YAP
Başarılı bir inceleme olmuş, iştah kabartıcı, ağız sulandırıcı. Ancak bir detayı atlamış olabilir misiniz diye de düşünmeden edemedim. "somonlar tuzlu değildi, ancak fiyat tuzlu" :) bildim mi?
CEVAPLA