Kulindağ Dağ Evi

Ah keşke bu satırları geçen yıl yazıyor olsaydım. O zaman övgülerle dolu bir mekan yazısı okuyabilirdiniz. Ama maalesef bu yazıda bol bol acı gerçek bulacaksınız.

Beykoz'a bağlı Mahmutşevketpaşa Köyü'nde bulunan Kulindağ Dağ Evi'nden bahsediyorum. Tam bir şehirden kaçış noktası. Şehire aslında yakın ama bir o kadar da uzak bir yer. Şehir değiştirmenize gerek kalmadan, kendinizi birden doğanın kucağında buluveriyorsunuz.

Kulindağ Dağ Evi'ne ilk Haziran 2016'da haftaiçi bir sabah gitmiştim. Üç kişiyiz diye üç kişilik serpme kahvaltı sipariş etmiştik ve o gün uyuyuncaya kadar başka bir şey yiyemedim.  Koca koca ağaçların arasında, ahşap terasta, kuş cıvıltıları eşliğinde ettiğim o lezzetli kahvaltı sebebiyle o gün Kulindağ'a aşık olmuştum. Neyden bahsettiğimi anlayabilmeniz için o günkü kahvaltı soframızın fotoğrafını paylaşıyorum.

Biraz uzak mesafede olması sebebiyle, bir sonraki gidişim Kasım 2016'da oldu. Yine bir haftaiçiydi ama bir şirketin kahvaltı etkinliği sebebiyle, açık büfe kahvaltı veriyorlardı. Tam bir hayalkırıklığıydı. 

Aylar aylar geçti ve 2017'nin Eylül'ünde bir Cumartesi günü Kulindağ Dağ Evi'ne gitmek nasip oldu. Ama bu sefer, yazmak için gittim. Yani fotoğraf makinem yanımdaydı.  

Kulindağ Dağ Evi'nin ULAŞIMI kolay. Ama günümüzde hâlâ navigasyon kullanmayıp, sora sora Bağdat bulan varsa aramızda, detaylı ulaşım bilgisi için bu link'e tıklasınlar. Link'te Kulindağ Dağ Evi'nin resmi web sitesindeki yol tarifi var.

Geniş bir OTOPARKI var.

Tek sıkıntı, otoparktan mekana çıkan korkuluksuz tahta basamaklar. Yürüme engeli bulunan veya yürümekte zorlanan kimseler için çok elverişli değil. Zaten kendi web sitesinde de, çocuklu ailelere basamakları çıkarken çocuklarına göz kulak olmaları tavsiyesi veriliyor.

O merdivenlerden yukarıya doğru tırmanıp, verandaya vardığınızda, karşılaştığınız manzara hayranlık uyandırıcı. Çok koyu bir yeşillik ile karşılaşmaya hazır olun. Çok geniş bir ahşap verandası var.

	
	

Ayrıca iç mekanı da mevcut. Soğuk günlerde iç mekanda oturulabilir. Ayrıca iç mekanın da 5-6 masadan oluşan bir verandası daha var.

	
	

Eğer gitmeyi planlıyorsanız, mutlaka REZERVASYON yaptırın. Özellikle de haftasonuysa! Rezervasyonsuz gelenleri, masalar ne kadar boş gözüküyor olsa da hepsi rezervasyonlu diyerek, iç taraflara oturttular. Biz rezervasyon yaptırdığımız için mekanın ennn güzel masasına yerleştik. 

Kahvaltının yanı sıra KONAKLAMA seçeneği de var. Fotoğraflarda görmüş olduğunuz bungalov evlerde kalıyorsunuz.

	

Gelelim açık büfesine.. Açık büfede yok yokmuş gibi duruyor, ama maalesef alakası yok. Menünün içeriğini aşağıdaki listeden bakabilirsiniz. Fotoğrafları da biraz daha aşağıda yer alıyor.

Aşağıdaki kahvaltı menüsünü mekanın sitesinden aldım;

Bence ekmek üzerine kurulu bir açık büfe. Lezzetli olan ekmekleri olduğu gibi, beğenmediğim ekmek/poğaça çeşitleri de var.. (Ama itiraf edeyim, misss gibi fırın kokusu var. İnsanın iştahını kabartıyor.) Çikolata seviyorsanız eğer, ufak bir tavsiye: Nutellalı ekmeğin bol çikolatası olan yerinden alın. 

	
	

İSTASYON1: PEYNİRLER, ZEYTİNLER, TEREYAĞI VE KARPUZ;

	

 İSTASYON 2 : SALATALAR, ÇERİ DOMATES VE SALATALIK;

	
	

İSTASYON 3 : SICAKLAR;

	

İSTASYON 4 : TATLILAR;

	

Açık büfeye dair olumsuz izlenimlerim aşağıdaki gibi;

Fotoğraflarda da görüleceği üzere, malzemeler basit bir streçle kapatılmış ve ağzı açık kalmış. Bu sebeple de bu ormanın içinde aklınıza gelecek her türlü böcek, sinek, arı malzemelerin içinde. Peynirlerin, zeytinlerin, ekmeklerin üzerinde cirit atıyorlar. Balın içine arılar doluşmuştu ve haliyle hepsi ölmüştü. Çalışanı uyardığımızda, balı alıp içeriye gitti. Muhtemelen kaşık kaşık ölen arıları atıp tekrar geri getirdi. 

 Açık büfe tamamiyle ekmekten ve peynirden oluşuyor. Başka da elle tutulur bir malzemesi yok. Zaten üstlerinde uçuşan sinekleri görünce iştahınız kaçıyor.

 Bir şikayet konusu daha var, ama bu konuda benim direkt başıma gelen bir durum yok. İnternet ortamında, Kulindağ çalışanlarının ilgisiz ve şımarık olduğundan bahsediliyor. Çok fazla temasım olmadığı için bir yorum yapamıyorum. Ama çok fazla şikayet okuduğum için bu da burada dursun diyorum..

Yiğidi öldür ama hakkını yeme demişler. Açık büfedeki meyvalar, özellikle de karpuz, çok lezzetliydi. 4-5 tane büyük dilim karpuzu götürmüşümdür. 

Kahvaltıda benim için en önemli mesele ÇAYdır arkadaş. Öncelikle eğer demli bir çay içeceğiz ohh miss gibi bir hayaliniz varsa, hemen AYAKLARIMIN ALTINDA EZEYİM O HAYALİ. Çünkü çayınızı çay kazanından alıyorsunuz. İkincisi, eğer bir mekan bana ince belli bardakta çay  sunamıyorsa, o mekan benim için bir "kahvaltıcı" değil, işi paraya dökmüş bir mekandır. Bu kadar da ağır konuşuyorum evet. Mekana sorsak, kalabalık olması sebebiyle otel usulü fincanlarda çaylarımızı içtiğimizi söyleyecekler. Ama bunu kabul etmiyorum. Nice mekanlar var, kaliteden ödün vermemek adına bazı önlemler alıyorlar. Gelen gelsin, biz paramıza bakarız demiyorlar. Fincanı görüp büyük bir bozguna uğrayan arkadaşım sayesinde (neler dediğini duymadım ama sinirli oluşu her halinden belliydi), içeriden birkaç adet ince belli çay bardak geldi.  Bu noktada başka bir eleştiri yapacağım. TERMOS! Keşke KAZAN yerine masalara TERMOS verseniz. Geçen yıl haftaiçi geldiğimizde masamıza termos bırakılmıştı; böylelikle, garson arama telaşımız hiç olmamıştı. Keşke bu uygulama haftasonu kahvaltılarında da olsa!

Size bir de soframızın fotoğraflarını göstereyim;

	
	

Haftasonları saat 09:30-13:30 arasında sadece AÇIK BÜFE KAHVALTI oluyormuş. KİŞİ BAŞI FİYATI 50 TL. Haftaiçi yine serpme kahvaltı veriliyor dedi arkadaşım. (Bu da başka bir yazı olacak demek ki! ) Web sitesinden de kontrol ettiğimde haftasonu saat 13:30 sonrasında ve haftaiçi alakart kahvaltı verildiği belirtilmiş. Ama gitmeden önce arayıp teyit etmekte fayda var. Bize denk geldiği gibi bir şirket kahvaltısına denk gelirseniz, YANDINIZ!

Sonuç olarak, ben haftasonu kahvaltısı olarak Kulindağ Dağ Evi'ni önermiyorum. Fiyat/kalite performansı çok düşük! Kaliteye çok takılmıyorum, yeter ki ambiyansı doğa, ortamı huzur dolu olsun diyenler sevebilir.

Haftaiçi de deneyebilirsem, burada tekrar paylaşacağım. Belki ilk gidişimin tadını bulurum yine, kim bilir?