Dünya çapında ünlü otel ve restoran zincirleri, İstanbul'a gelince artık şaşırmıyorum. Çünkü İstanbul, her ne kadar eksiklikleri çok olan bir şehir olsa da tüm dünyanın gözü üzerinde.
Shangri-La, 2013 yılında Beşiktaş'taki eski tütün deposunun yerine açılınca, haliyle şaşırmadım. Bir yanında Dolmabahçe Saray'ı, öteki yanında İstanbul Deniz Müzesi. Önünde Boğaz. Daha güzel bir konumda açılamazdı herhalde. İçinin lüksü ise dilden dile yayıldı. Benim Shangri-La Bosphorus'a gitmem ise Zomato tadım etkinliğiyle nasip oldu.
Shangri-La Bosphorus'ta iki restoran yer alıyor. 11 Mayıs 2013'te açılan IST-TOO Restaurant Asya ve Akdeniz mutfaklarından lezzetler sunarken, Shang Palace ise Çin mutfağıyla beğeni topluyor. Her iki restoranın dekorasyonu Hong Kong’lu iç mimar Andre Fu'ya ait. Tadım etkinliğinin yer aldığı IST TOO, girişten itibaren modern ve sofistike döşenmiş. Girişteki şarap koleksiyonu gözünüze çarpıyor. Gündüz saatlerinde gün ışığı restoranı dolduruyor. Gece ise restoranın içi ışıl ışıl. Özellikle modern avizeler mekanın dekorasyonunu sıradanlıktan çok ötelere taşımış.
Çok geniş bir alana yayılan IST TOO'da 1 tane özel oda bulunmakta. Özel davet, organizasyonlar veya iş yemekleri için ideal.
IST TOO şefleri açık mutfakta bizim için yemekleri hazırlarken ben de onları gıptayla izledim. İşlerinden son derece keyif aldıkları, aynı zamanda bir o kadar da heyecanlı oldukları gözlerinden okunuyordu. Heyecan olduğu müddetçe o mutfaktan lezzetli yemekler çıkacağı aşikar.
Uzun ve hoş bir masa bizim için hazırlanmış. Selfie çekemedik ama güzel bir fotoğraf olmuş.
Ve sıra yemekte.
BAŞLANGIÇLAR bölümünde ilk sırada Türk meze tabağı yer alıyor: borani, dolma, bostana, enginar, humus, lakerda, kısır ve Ezine peyniri. Tüm bu mezeler geniş bir tabakta ikram edildi. İçlerinde en çok beğendiğim diye başlayarak bir cümle kuramıyorum maalesef. Çünkü hepsi birbirinden lezzetli. Akdeniz mutfağı adı altında Türk mutfağından da lezzetler sunması ince bir detay olmuş.
Devamında leziz nohutlu ve kırmızı soğanlı Ahtapot salatası vardı.
Taze kıtır salata ve dip sosla servis edilen Vietnam usulü çıtır ördek ruloları ise daha evvel tatmadığım bir yemekti. Tadıyla aklımda uzun süre kalacak eminim. Ördek etinin pişimi özelmiş. Hatta pişirilmesi için Shang Palace'taki özel fırına götürülüyor. Ördek etini pirinç yufkasına sarıyorlar. Buna da İmparator usülü deniyormuş. Dip sosuna Akdeniz sos deniyor. İçinde misket limonu olması sebebiyle ekşimtrak bir tadı var.
Ev yapımı lor peynirli taze otlu pide, yanında küçük salata bize başlangıç olarak gelse de, bence ana yemek kategorisindekilerle yarışabilir. Bu pideyi diğer pidelerden ayıran özelliği hem sağlıklı, hem lezzetli olması.
Başlangıçlar bitti mi sandınız? Yanıldınız. Son olarak, Japon şef Keisuke UNO tarafından hazırlanan Sushi ve Sashimi Çeşitleri masamıza geldi. Çiğ balığa sıcak bakmayan bir kültürümüz olduğu için ülkemizde -özellikle İstanbul'da- sushi kültürü yavaş yavaş gelişiyor. Japon mutfağı kültürünü başarıyla yansıtan mekanlar açılmaya başladı. IST TOO Restaurant da menüsünde sushi ve sashimi çeşitlerine geniş yer veriyor. Her ne kadar balık sashimiyi sevsem de et sashimi ağız tadıma uymadı.
| |
Beef Sashimi | Fish Sashimi |
| |
ARA SICAK olarak wok'ta hazırlanmış deniz mahsulleri, yumurta ve taze soğanlı Malezya usulü erişte servis edildi. IST TOO'da en çok tercih edilenlerden biriymiş. Ben de çok sevdim. Hafif bir tadı var, yedikçe daha da yiyesi geliyor insanın.
ANA YEMEKLERİN tadımına geçtiğimizde, çıta daha da yükselmişti. Bu kadar lezzetli başlangıçlardan ve ara sıcaktan sonra ana yemeklerin beklentimizin çok üstünde olması gerekiyordu. Gerçekten de beklediğimiz gibi oldu. Masaya gelen Kanada Istakozu görsel olarak herkesi kendine hayran etti. Şefimiz, ıstakozu harika bir sunumla karşımıza çıkardı. Türk mutfağında hiç rastlanmayan ıstakozu görmek, Hollywood ünlüsü görmek gibi bir şey bizim için aslında. Beyaz şarap ve karabiberle tatlandırılmış ıstakozun yanında özel mayonez sosu var. Yemesi zor, baştan uyarayım.
Etkinlikte Asya mutfağının yanı sıra Akdeniz mutfağından da yemekler tattık. Sarımsak, patates graten ve tane biber soslu, kemiğinde özel dinlendirilmiş sığır antrikot favorim oldu.
Ağır ateşte pişirilmiş kuzu incik, domates, erik pekmezi ve közlenmiş beğendi ile servis ediliyor.
Ayrı bir tabakta getirilen Patates Graten ise masanın en gözdesi oldu. Çok çabuk bittiği için tadı damağımda kaldı.
Masada en ilgi gören tabaklardan biri de Kinoa ile fırında pişirilmiş sebzeler oldu. Adını her geçen gün daha sık duyduğumuz Kinoa aslında bir bitki. Yurtdışında mucizevi bitki olarak biliniyor. Dünyada çılgınca tüketilen Kinoa'ya Birleşmiş Milletler de kayıtsız kalamadı ve 2013 yılını Kinoa Yılı ilan etti. Kanseri önleyen, yaşlanmayı geciktiren bu bitki ile doldurulmuş ve fırınlanmış taze biber, baharatlar ve domatesi görünce haliyle ilgimizi çekti. Sarma gibi bir tat beklemeyin, çok damak tadımıza uygun değil. Sağlıklı olan her şeyin tatsız olması gerçeği bu yemekte de doğrulandı.
Söz konusu TATLILAR olunca, ne kadar tok olursam olayım, mutlaka midemde tatlılar için yer ayırıyorum. Masa birden dondurmalarla, makaronlarla, Türk kahveli krem brulelerle donatılınca gözüm döndü. Dondurmalar 1. sıraya oturdu. Makaron yapımı çok zahmetlidir. IST TOO Pazarlama Müdürü Deniz Hanım da aynı şeyi söyledi. Ufak hamurları taşlara koyup tepsilerle genişletiliyor. Tabii bu süreç uygun oda koşullarında yapılması gerekiyor. Aksi takdirde, makaron hamuru çatlar.
Sonuç olarak, iki ayrı mutfak kültürünü başarıyla birleştiren IST TOO'ya dair izlenimlerimi özetlersem: Marifetli şeflerin ellerinden çıkan yemekler harika. Bu iki zor mutfağı birleştirmek kolay iş değil. Fakat IST TOO şefleri büyük bir başarıya imza atmışlar. Çalışanlar son derece güleryüzlü ve yardımsever. Tüm bunlara Boğaz manzarası eklenince , IST TOO rakiplerinin yanında bir adım daha öne çıkıyor.
***** TEŞEKKÜRLER MESAJI *****
Bu keyifli etkinlik için Zomato'ya ve bizi mükemmel bir şekilde ağırlayan IST TOO'ya çok teşekkürler!
YORUMLAR YORUM YAP
Bu mekan için daha önce yorum yapılmadı. İlk yorum yapan olmak için tıklayınız.