Ağva Masal Evi

Tatile çıkamayan ama haftasonunu şehirde geçirmek istemeyen çoğu İstanbullunun tercihi, Şile-Ağva taraflarına kaçmak oluyor. Yaz kış demeden gidilebilecek, şehirden arabayla 2 saat uzaklıkta olan doğa harikası bir yer olduğunu bilmek rahatlatıcı. Çünkü şehir bunaltıcı. Hangi mekana giderseniz gidin tıklım tıklım kalabalık. Trafikten kaçmak ne mümkün. Artık ara sokaklar bile tıkalı. O yüzden, çare #Ağva. 

Göksu Nehri'nin her iki yanı romantik butik otellerle dolmuş durumda. Ağva'ya romantik anlar yaşamak isteyen çiftler gittiği için çocuklu ailelere önermiyorum. Yıldönümü, Sevgililer Günü ve evlilik teklifi etmek için mekan arayanlar ise doğru yerdeler. 

2013 yılında hizmete giren Ağva Masal Evi, denize ve şehre yürüme mesafesinde. Amacı, müşterisine "masal gibi" bir tatil yaşatmak.

Butik otelin 9 odası var. 5'i Bungalov ev tipinde. Yanyana sıralılar. Hepsi nehir manzaralı. Odanın kendine ait balkonu var. İki sandalye de atmışlar. Oh, mis! Oda beklediğimden çok geniş. Eşya az olduğu için odada konuşurken sürekli bir yankı oluyor.  Odada hem şömine hem de jakuzi var. Odanın dekorasyonuna çok özenilmiş. Tavan ahşap kaplama. Hatta perde kornişleri bile ahşap.  Ancak odaya ne kadar özenilmişse, banyo da bir o kadar özensiz. El havluları bile konulmamıştı. Banyo seramikleri bence daha özenli seçilebilirdi, romantik bir butik otele yakışır şekilde.  Tabii bu ayrıntılar benim için önemli olsa da, bir başkasına önemsiz gelebilir. Tercih meselesi.

Otelin en sevdiğim yanı bahçesi. Çok geniş bir alana yayılmış. Hamaklar var, çimler üstüne atılmış puf yastıklar var. Hatta ağaca asılı salıncak bile var! Tahta iskelesinde iki kişilik masalar konulmuş. Yemeklerimizi burada yedik. Kahve/çay keyfini ise bahçenin herhangi bir köşesinde veya dilerseniz odanızda yapabilirsiniz. Odada çok takılmayıp,  bahçede yeni doğmuş köpeklerle oynayarak ve sessizliği dinleyip huzuru bularak geçirdiğim için Ağva Masal Evi tatil isteyen bünyeme çok iyi geldi.

		
		


Bu yazımda size hem akşam yemeğinden hem de kahvaltısından bahsedeceğim. Bir de çok kısa Ağva Sahili'ndeki Dolunay Partisi'nden. 

Cumartesi akşamı için planımız, akşam yemeğini Ağva Masal Evi'nde yemek, ardından 20'de Dolunay Partisi'ne geçmekti. Ağva Masal Evi misafirleri için akşam yemeği kişi başı 30 TL. Bu fiyata çorba+soğuk mezeler+ara sıcak+ana yemek yiyorsunuz. Bence gayet makul bir fiyat. Fiks menü istemeyip alakart yemek isteyenler için de menüsü mevcut.

Domates çorbası, ne kötü ne iyiydi. Orta karar diyebilirim. Yağı fazlaydı ve kıvamı yoğun değildi. Soğuk Mezeler ise daha başarılıydı. Dışarıda Sarmayı kolay kolay beğenmem, Ağva Masal Evi'ninki iyiydi. Havuç Salatası, Yoğurtlu Semizotu ve Şakşuka geri kalan mezeler. Lahanalı Yeşillik Salatası ise balığın yanında  iyi gidiyor. Ara sıcak olarak kişi başı 2 adet Sebzeli Paçanga Böreği geldi. Lezzetli. Ana yemekte canım hiç et çekmediğinden Çipura söyledik. Egeli olduğum için nereye gidersem gideyim Çipura söylemekten vazgeçemiyorum. Aslında kötü bir huy, çünkü Ege haricindeki yerlerde yediğimiz Çipuralar kesinlikle "Kültür Çipurası". Kültür Çipuraları'nın üreticiler tarafından en sevilen yetiştirilme yöntemi, Dalyan balıkçılığı. Sebebine gelirsek, Dalyan çiftliklerinde balıklar hareketsizlikten daha çabuk yağlanıyorlar ve yaklaşık 4 ayda restorana satılacak boyuta geliyorlar. (350-400 gram) Bunlar denizde yetişenlerden ve toprak havuz yöntemiyle yetiştirilenlerden daha hormonlu oluyor. Siz balığınızın Dalyan (Çiftlik) Çipurası olup olmadığını nasıl anlayabilirsiniz? Daha koyu bir renge sahip olurlar. Daha yağlı ve kalındır. En belirgin özelliği ise balığın içini açtığınızda iç karın kısmında sarı bir leke görürsünüz. Sebebi Dalyan çiftliklerinde vermiş oldukları sardalya-kepek karışımı yemdir. Tabii ki bu balıklar saman gibidirler. Hiçbir şey doğalın yerini tutamaz.

		

Yemek sonrasında, Ağva Sahili'ndeki Dolunay Partisi'ne (Full Moon Party) gittik. Kişi başı 35 TL. İlk içki ve ikramlar fiyata dahil. Tekneyle kaldığınız otelin iskelesinden alınıyorsunuz. (Otelinizden büyük puf yastıklardan istemeyi unutmayın. Yoksa sahilde kum üstünde oturursunzuz. ) İtiraf edeyim, bu kadar özenilmiş ve güzel hazırlanmış bir organizasyon beklemiyordum. Sahilin bir kısmı kapatılmış. Denize yakın yerlere dilek fenerleri yerleştirilmiş. İçleri kumla doldurulup tealight mumlar yakılmış. Ateşler yakılmış, millet etrafına minderleri atıp yerleşmiş. Yaklaşık 100 kişilik bir gruptuk. Sahne hazırlanmış, Niso ve Berrak ile Grup Sunshine en güzel aşk şarkılarını söylemeye başlamış. Çok romantik bir ortamdı. Zaten ilerleyen saatlerde bu ambiansı değerlendirmek isteyen bir erkek, sevgilisine sahnede evlenme teklifi etti. Güzel düşünülmüş bir hareket. Beyler, evlilik teklifi mekanlarına Ağva Sahili'ni ekleyin derim.  

		

Hava hafif bulutlu da olsa ayın doğuşuna ve yükselişine tanık olabildik. Hayatımda ilk kez dolunay partisine katıldım. Ve gerçekten çok eğlendim.  

		

Ağva Masal Evi'nin iskelesi sabahları çok güneş alıyor. Kendimize en gölge yeri bulup oturduk. Ağva'daki butik otellerinin en sevdiğim yanı, nehir kenarında sakin ve huzurlu bir ortama sahip olmaları. Tüm hafta şehrin stresini çeken İstanbullular Ağva'da huzuru bulunca derdi kederi unutuyorlar. Tıpkı ben!  

Masal Evi'nin kahvaltısı, akşam yemeğine nazaran daha iyiydi. Ekmekler taze ve yumuşacık. Sahanda yumurta tam istediğim gibi! Tereyağlı, hafif tuzlu. Zeytinleri, peynirleri kaliteli ve en önemlisi taze.  

		

Kahvaltı boyunca bize acıklı gözlerle bakan minik köpeğin resmini çekmemek olmazdı. 

Ağva'da 48 saatten az kalmış olsam da, sanki hep orada yaşıyormuşum gibi hissettim. Oradan ayrılmak da zor geldi. Sanırım ben yine boş bir haftasonumda soluğu Ağva'da alacağım.